Bahçeli Ayşe Ateş’in feryadına kulak vermelidir

MHP lideri Devlet Bahçeli “Ülkücü Şehitleri Anma Günü”nde yaptığı konuşmada “Elinde ve vicdanında ülkücü kanı taşıyan alçaklarla kesif bir hesaplaşmayı buradan teklif ediyor, buna da hazır olduğumuzu açıklıyorum” dedi.

Bahçeli’nin bu sözlerini okuyunca, Sinan Ateş’in katillerinin yargıya teslim edileceğini, Sinan Ateş soruşturmasının önünün açılacağını, Sinan Ateş’in kanının yerde kalmayacağını düşünerek bir an için umutlandım.

Ama Bahçeli’nin cümlesinin devamını okuyunca sevincim kursağımda kaldı, çünkü Bahçeli eski Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak’ı 43 yıl önce evinin önünde, eşinin, çocuklarının önünde katleden tetikçilere, azmettiricilere sesleniyor, “hesaplaşmaya hazırız” diyerek meydan okuyor.

43 yıl önce Gün Sazak’ı vuran katillere meydan okuyan, onlarla hesaplaşmak isteyen Devlet Bahçeli, güpegündüz Ankara’nın göbeğinde plan, program dahilinde eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’i tasarlayarak öldürenler hakkında hiçbir şey demiyor. Bilakis “Elinde Sinan Ateş’in kanını taşıyan, azmettiriciler, tetikçiler yargılansın, adalet yerini bulsun, Sinan Ateş cinayeti aydınlansın, Ankara’nın dehlizlerine gömülmesin” diyen gazetecileri, medya organlarını, televizyon kanallarını, siyasetçileri MHP’nin itibarını zedelemekle itham ediyor.

***

Gün Sazak elbette ülkemizin bir değeridir, Allah rahmet eylesin. 12 Eylül döneminde haksız yere hayatını kaybeden, işkencede ölen bütün ülkücülere Allah rahmet eylesin. Kanları yerde kalmasın. Adalet tecelli etsin.

Üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen hala aydınlanmayan cinayetlerden biri de maalesef Gün Sazak cinayetidir. Hiç kuşkusuz ülkemizin değerlerinden biriydi Gün Sazak, kısa süren bakanlığı döneminde 1977 senesine kadar gümrüklerde yıllardır önlemeyen yolsuzluk ve kaçakçılığı verdiği amansız mücadeleyle 6 ay gibi kısa sürede ortadan kaldırdığı anlatılır.

12 Eylül’den birkaç ay önce 27 Mayıs 1980 günü, eşiyle birlikte gittiği memleketi Eskişehir’den dönüşünde arabasından eşyalarını indirirken, açılan çapraz ateşte hayatını kaybetti. Cinayetten üç gün sonra gazeteleri arayan DEV -SOL üstleniyor ama uzunca bir süre devlet, Ankara’nın göbeğinde devletin bakanını evinin önünde öldüren üç militandan hiçbirini yakalayamadı. Yurt dışına kaçırıldıklarına dair haberler çıktı.

Hala tam olarak aydınlanabilmiş değil Gün Sazak cinayeti.

Ama MHP sadece 43 yıl öncesi için değil; tetikçinin, azmettiricinin ayrımını yapmadan, sadece DEV SOL’dan olanıyla değil, kendi içlerinden birileri bile olsa “ellerinde ülkücü kanı olan” bütün alçaklarla hesaplaşsın.

***

MHP lideri Devlet Bahçeli, Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in sesini duymalı “Ankara'nın göbeğinde güpedündüz adice işlenmiş bu menfur cinayette hiçbir dahlinin ve bilgisinin olmadığına inandığım Devlet Bahçeli'ye son bir çağrı yapmak istiyorum: Gelin, bu davanın önünü açın. Suça karışanların tamamı yargılansın. Geride zihinleri meşgul eden küçücük bir şüphe, toplum vicdanını rahatsız eden en ufak bir adaletsizlik kalmasın. MHP ve Ülkü Ocakları, bu zandan, bu töhmetten, içine sızmış bu suç şebekesinden kurtulsun” çağrısına kulak vermelidir.

Savcı “olmuş böyle bir talihsizlik, kafaları bozulan iki kişi bir araya gelmişler, bir tetikçiyi azmettirmişler, bir akademisyen olan Sinan Ateş’i haksız yere öldürtmüşler, Allah rahmet eylesin, keşke olmasaymış böyle bir talihsizlik” modunda yazdığı 145 sayfalık iddianamesine 145 bin sayfa daha ilave etse kamuoyunu Sinan Ateş cinayetinin siyasi bir cinayet olmadığı konusuna inandırabilir mi?

Sinan Ateş iddianamesini yazan savcı, Sinan Ateş’in yakın arkadaşı Haluk Türk’ün polise verdiği ifadede anlattıklarını iddianameye yazmayınca mevzu halloluyor mu: Zaman geriye sarılıyor, davanın sanıklarından Tolgahan Demirbaş’ın suikastten önce Haluk Türk’e gelmemiş, Haluk Türk’ü “Sinan Ateş’in kalemini kırdılar, ondan uzak dur” diyerek uyarmamış mı oluyor?

Olmuyor elbette, mızrak çuvala sığmıyor.

***

Sinan Ateş aylarca yardım istemiş. MHP lideri Devlet Bahçeli’ye ulaşmak istemiş, cep telefonundan aramış. Bahçeli’nin özel kalem müdürü Murat Çeliker’e durumu anlatmış, “beni öldürecekler, yardım edin” demiş. Ama Murat Çeliker “Git seni abin kurtarsın” deyip telefonu kapatmış.

Sinan Ateş’i öldürme planlarını yapanlar, pervasızca yapmışlar cinayet organizasyonlarını. Gizleme saklama ihtiyacı bile duymamışlar. Ellerini kollarını sallaya sallaya tetikçi aramışlar. Sinan Ateş’e de bunu duyurmuşlar.

Dün Sözcü’den İsmail Saymaz’a konuşan Ayşe Ateş, eski MHP milletvekili Olcay Kılavuz ve Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın cinayeti birlikte tasarladığını belirterek eşinin kendisine “Olcay ve Ahmet beni öldürmek için kiralık katil arıyor. Kapı kapı dolaşıyorlarmış beni öldürmek için. Bir sürü kişiye gitmişler. Kimseye yaptıramıyorlarmış ama arıyorlarmış” dediğini aktardı.

Tutuklananların MHP ve Ülkü Ocakları’na mensup olduğunu söyleyen Ayşe Ateş “Soruşturma yürütülen 17 kişiye bakınca iddia edilen kurumsal saldırı içeriden yapılmış gibi bir izlenim oluşuyor. Bazen düşmanı uzakta aramamak gerek” diyor.

İsmail Saymaz’ın “Eşinizin vefatından sonra Olcay Kılavuz sizi aradı mı” sorusuna Ayşe Ateş’in cevabı şöyle: “Hayır, MHP’den hiç kimse. Zaten talimat vermişler; kimse ne başsağlığı dileyecek ne cenazesine gidecek diye. Zaten başsağlığı dileyenler partiden istifa ettiler.”

Saymaz’ın “Bahçeli, ülkü ocakları ve MHP ile ilgili estirilen isnat ve ithamların hepsi ayağımızın altındır” sözüne ise Ayşe Ateş’in cevabı şöyle:

“İsnat ve itham yok. Deliller ortada. Her şey gözler önüne serilmiş. İsnat ve itham olduğunu düşünen her kim varsa açıp dosyaya bakmalıdır.”

Ayşe Ateş haksız mı? Kimsenin itham ve isnat ettiği yok. Her şey ortada, bütün ülke bütün gerçeği biliyor, vahşice işlenen bu cinayetin üstünün örtülmesi mümkün değil.

O yüzden MHP lideri Devlet Bahçeli “Sinan Ateş cinayeti aydınlığa çıkartılmalı” diyen medya kurumlarını tek tek sayarak tehdit etmek yerine, Sinan Ateş davasının önünü açmalıdır. Bunu hem kendisi için hem de partisi için yapmalıdır.

Ve daha da önemlisi günlerdir “Beni de öldürecekler” diyerek feryat eden Ayşe Ateş’in sesini duymalıdır.

Sinan Ateş cinayetinin bütün boyutlarıyla aydınlatılmasını sağlamak iktidarın boynunun borcudur.

YORUMLAR (53)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
53 Yorum